Sürdürülebilirliği en yalın haliyle, “ekonomik kalkınma ve refahın geliştirilmesi için atılan adımların insanlara ve gezegenimize zarar vermeyecek bir biçimde geliştirilmesi ve sürdürülmesi” şeklinde tanımlayabiliriz. Son yıllarda küresel şirketlerin moda kavramlarından biri haline geldi. Sürdürülebilirlik raporları hazırlıyorlar ve daha yaşanabilir bir dünya için kendi taahhütlerini sıralıyorlar. Çevreden, insan ve çalışan haklarına, tedarik zincirlerine kadar… Aslında konu son derece önemli, tabii verilen sözler tutulduğunda, sürdürülebilirlik kavramı şirket reklamı boyutundan çıkartılabildiğinde... Zararlı atık sulardan, maden işletmelerinin doğa katliamlarına, çocuk işçi sömürüsüne, sendikal örgütlenmeye kadar içinde bulunduğumuz dönemin insani ve çevresel pek çok sorunu en azından dizginlenebilir. Peki, bu yapılıyor mu?
Dr. Yılmaz Argüden’in başkanlığını yaptığı Argüden Yönetişim Akademisi ilginç bir çalışma yaptı. ABD, Almanya, İngiltere, Çin, Güney Afrika ve Türkiye borsalarının sürdürülebilirlik endekslerinde bulunan 150 şirketin halka açık verilerini taradı, sürdürülebilirlik uygulamaları değerlendirildi. Bayer, Coca Cola, BMW, Adidas, BASF, General Motors, Unilever, African Rainbow Minerals gibi enerji, doğal kaynaklar, gıda otomotiv, kimya ve ilaç sanayinin devleri bunlar... Ve sonuçta ortaya bir karne çıktı: Sürdürülebilirlik konusunda önemli çalışmalar yapan lider firmaların bile etkili uygulama ve hesap verilebilirlik alanlarında geliştirmeleri gereken birçok nokta bulunuyor.
Akademinin Yönetim Kurulu üyesi Gizem Argüden ve Araştırma Direktörü Dr. Fatma Öğücü Şen’in de katıldığı toplantıda Dr. Yılmaz Argüden,
“-Sürdürülebilirlik kriterleri çerçevesinde politikaları var mı ve bunları yayımlıyorlar mı, yani halk ile paylaşıyorlar mı?
-İnsan hakları, çalışan hakları, çevre, tedarikçiler gibi önemli konular bu politikaların içinde yer alıyor mu?
-Uygulama süreçlerine çevre, toplum, yolsuzlukla mücadele, insan hakları gibi konular dahil ediliyor mu?
-Tedarikçiler gibi paydaşların da katılımı sağlanıyor mu?” gibi kritik konuların yanıtını aradıklarını belirtti.
Küresel ölçekte böyle bir karnenin yapılması hem daha alınacak hayli yol olmasını hem de şirketlerin örnek uygulamalarını ortaya koyması açısından önemli. Performanslarına göre 6 gruba ayrılan 150 şirket içinde 18 de Türk şirketi bulunuyor.
Özlem Yüzak
İlgili Kişiler