İnsan Odaklı Akıllı Şehirler ve Demokratik Yönetişim
Birleşmiş Milletler-Habitat tarafından her yıl 31 Ekim’de kutlanan Dünya Şehirler Günü kapsamında, “İnsan Odaklı Akıllı Şehirler ve Demokratik Yönetişim” başlıklı bir webinar gerçekleştirdik.
SKA 11: Dünya Şehirler Günü
İnsan Odaklı Akıllı Şehirler ve Demokratik Yönetişim
Çevrimiçi, 31 Ekim 2025
Paylaş
Dr. İnan İzci’nin moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte, Prof. Dr. Murat Güvenç, Prof. Dr. Ayhan Kaya ve Doç. Dr. Ebru Tekin Bilbil’in değerli katkılarıyla insan odaklı akıllı şehir yaklaşımının temel unsurlarını, bu yaklaşımın demokratik yönetişim ilkeleriyle kesiştiği noktaları ve şehir politikalarına nasıl yansıtılabileceğini ele aldık.
Webinarda, akıllı şehir kavramının teknoloji ve araçlardan ibaret olmadığı, aksine insanların ihtiyaçlarını, taleplerini, duygularını ve deneyimlerini merkeze alan bir anlayış gerektirdiği vurgulandı. İnsan odaklı akıllı şehirler; şehirde yaşayan herkesin söz sahibi olduğu, karar alma süreçlerinin adil, kapsayıcı ve şeffaf biçimde tasarlandığı, toplumsal dayanışmayı ve ortak iyiyi güçlendiren şehirler olarak tanımlandı.
Doç. Dr. Ebru Tekin Bilbil, akıllı şehirlerin bir “anlamlar ağı” içerisinde şekillendiğini belirterek veriye erişimin tek başına yeterli olmadığını; asıl önemli olanın bu verinin temsil gücü ve farklı toplumsal kesimlerin karar süreçlerine dahil edilmesi olduğunu ifade etti. İnsan faktörünün, katılımın ve dayanışma ağlarının akıllı şehir tasarımının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. Akıllı şehir kavramının demokratik, etik ve kapsayıcı bir çerçevede ele alınması gerektiğini vurgulayan Bilbil; bu yaklaşımın toplumun tüm kesimlerini içine alan açık ve şeffaf bir politika alanı yaratmasıyla anlam kazanacağını belirtti.
Prof. Dr. Ayhan Kaya ise konuşmasında akıllı şehir kavramının sıklıkla teknoloji merkezli algılandığını, ancak insanın merkezde olmadığı bir tasarımın mümkün olamayacağını vurguladı. “Tanınma” kavramının altını çizerek bireylerin kimlikleriyle görünür kılındığı, temsil edildiği ve karar alıcılar tarafından dikkate alındığı bir yönetişim modelinin öneminden bahsetti. Kamusal alanların, kültür-sanat mekânlarının, spor alanlarının ve diğer “üçüncü alanların” toplumun farklı kesimlerini bir araya getiren, etkileşimi artıran ve toplumsal yeniden üretime katkı sağlayan önemli mekânlar olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Murat Güvenç ise veri temelli yönetişimin önemine değinerek karar alma süreçlerinde yaşanan paradigmatik dönüşümü anlattı. Kamusal alan tasarımlarında bireylerin özneleşmesinin, yoksullukla mücadele eden veya kırılgan grupların karar süreçlerinde var olabilmesinin demokratik şehir tasarımının temel bileşenleri olduğunu vurguladı.
Konuşmacıların ortaklaştığı temel nokta, akıllı şehirlerin ancak demokratik yönetişim ilkeleriyle bütünleştiğinde gerçekten “akıllı” olabileceği idi. Katılımın güçlendiği, vatandaşların edilgen değil özne olduğu, dayanışma mekanizmalarının desteklendiği, temsilin genişlediği bir şehir yapısı; hem teknolojinin hem de toplumsal ihtiyaçların uyumlu bir şekilde buluştuğu sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahip.